İhracat Rekortmeni Perla Fruıt, Laboratuvar Kurulumuna Odaklandı

  • <%=haberItem.BASLIK %>
19 Mart 2021 Cuma

ULUTEK Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde faaliyet gösteren Perla Fruit, Bursa siyah incirinde tüm zamanların ihracat rekorunu kırdı. Firma, yeni yatırım atağını yeni laboratuvarları ile geliştirecek.

Perla Fruit Gıda Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Hamdi Taner, katma değerli ihracat hedefiyle yola çıktıklarını ifade ederken, aynı zamanda ULUTEK’te bulunmanın kendilerine her konuda yeni bakış açısı kazandırdığını söyledi.

İNCİRDE YÜZLER GÜLÜYOR
Kısa sürede önemli bir büyüme kat ederek, sektörde iddialı olduklarını kanıtlayan Perla Fruit’in güçlü bir müşteri ağına sahip Global G.A.P, Grasp, Tesco Nurture, BRC, ISO 2200, Smeta, COVID 19 Safe Production gibi sertifikalarıyla, Avrupa’daki süpermarketlere direkt tedarik sağlıyor. Perla Fruit’in kurulumu ve ilerleyişi hakkında konuşan Hamdi Taner, “Haziran 2019’da kurulduk. Yaklaşık 13 yıl aynı işi yapan bir firmada çalıştım, ayrıldıktan sonra Kerim Taner ile yaptığımız ortaklıkla Perla Fruit’i kurduk. Bizim en büyük şansımız ekibimiz. Yaklaşık 34 kişilik bir ekibiz ve çalışanlarımız sektörün en iyileri. Kısa sürede büyük büyüme kat ettik. Bunun en büyük kanıtı da, incirde ikinci sezonumuzu yaşadığımız geçen yıl, Türkiye incir ihracat rekorunu kırdık. 2 bin 500 tona yakın incir ihraç ettik” dedi. İhracatı artırmaya yönelik hedefleri olduğunu da dile getiren Taner, “Ana işimiz olan ihracatta incir miktarını artırmayı hedefliyoruz. Yeni yatırımlarımızla 2021 yılında 3 bin tonun üzerinde incir ihracatı yapmayı hedefliyoruz. Kirazda da 10 bin ton işleme kapasitesine çıktık. O alanda da 7-8 ton arası kiraz ihracatı yapacağız” şeklinde konuştu. 

LABORATUVARLARA 1 BUÇUK MİLYON EURO
Hamdi Taner, pazarda yer edinebilmenin en önemli noktasının gıda güvenliği olduğunun altını çizdi ayrıca ihracatçılar için denetimlerin her geçen gün arttığını ve ülkemizin gıda güvenliği konusunda analizler yapabilecek laboratuvarlara ihtiyaç duyduğunu ekledi. Taner, bu konuyla ilgili de çalışmaları olduğunu şöyle anlattı: “Bizim katma değerli satış yaptığımız pazar, Avrupa ve Uzak Doğu. Ürünün görsel kalitesi ve lezzetinin sağlanmasının yanı sıra, içinde kimyasal olmaması ya da belirlenen limitlerde olması gerek. Üründe ilaç kalıntısı olduğu takdirde siz dünyanın en güzel kirazını bile satsanız o müşteri o malı almıyor. Birçok yaş meyve ihracat tesisinin analizler için gelişmiş laboratuvarlara ihtiyacı var. Bizler Laboratuvarlara yaklaşık 1,5 milyon Euro yatırım yaptık. Perla Fruit ihracat firmasından bağımsız olarak laboratuvarlarımızla ULUTEK bünyesinde faaliyet gösteriyoruz, şu an laboratuvarlar için akreditasyon süreci devam ediyor.”

ÇALIŞMALAR OLDUKÇA YOĞUN
Hamdi Taner ULUTEK bünyesinde lavoratuvarlarda gösterdikleri çalışmaları şöyle özetledi: “Tarım Bakanlığı yetkisi ve TURKAK akreditasyonundan sonra QS sertifikasını da almayı planlıyoruz bu konuyla ilgili çalışmalara da başladık. Pestisit kapsamımızda 600 aktif mevcut. Bu aktiflerin yanında yüksek polarlı aktifler ve dithiocarbamate grubu aktifler de yer alıyor. Pestisit dışında LCMSMS sistemi ile  mikotoksin analizleri de yapılabiliyor. Bu  kapsamda AFB1, AFB2, AFG1, AFG2, T2, HT2,FB1,FB2, ZON, DON, ve STE parametrelerini LCMSMS teknolojisi ile çok düşük limitlerde ve oldukça hızlı bir şekilde  bir şekilde yapılabiliyor. Amino asitler, organik asitler, fenolik bileşenler ve antibiyotik kalıntıları gibi diğer konularda da çalışmalarımız mevcut. Diğer bir laboratuvarımız olan mineral laboratuvarında ise toprak, su ve bitki analizleri yapıyoruz. Bu laboratuvarda kapsamlı analizler yapabiliyoruz, şu anda aktif olarak faaliyete geçmiş bulunuyor. Aynı zamanda organik ve organomineral gübrede pek çok parametreyi çalışabiliriz. Bununla birlikte kimyasal gübrede ağır metal çalışabildiğimiz son teknoloji  bir ICP-OES cihazımız ve mikrodalga yakma sistemimiz bulunmaktadır.

AR-GE’YE BÜTÇEDEN BÜYÜK PAY!
ULUTEK’te faaliyet göstermenin firmalarına ayrı bir vizyon kazandırdığını da vurgulayan Taner, “Burada olmaktan çok mutluyuz çünkü ihracat için geliştirdiğimiz projelerin yanı sıra, bilimsel çalışmalara destek olup AR-GE çalışmalarının içinde yer alıyoruz. ULUTEK’e geldiğimizde birçok farklı akademisyen ile görüşme yapma şansı bulduk. Üniversitede olmak, çok büyük bir avantaj. Bilimsel birçok çalışmanın ortasındayız ve bu, bizi çok heyecanlandırıyor. Yapılabilecek çok proje var. AR-GE alanına oldukça büyük bir bütçe ayırmayı düşünüyoruz. Buradan çıkan sonuçlar hem bizim hem de sektör için oldukça değerli bu bağlamda son altı aydır başladığımız 6 KAP projemiz var. Bu projeler Bursa Uludağ Üniversitesi’nin bilimsel araştırma projeleri fonundan destek alıyor. En güzeli de doktora ya da yüksek lisans öğrencilerini bu projelerde çalıştırabiliyoruz” dedi ve Arge-proje çalışmalarını şöyle sıraladı:

  • Bursa siyah incirinin pazar değerinin artırılmasına yönelik analiz yöntemlerinin geliştirilmesi
  • Kirazda pestisit kalıntı risklerinin belirlenmesi, azaltılması ve analiz yöntemlerinin geliştirilmesi üzerine araştırmalar
  • Topraksız ve topraklı ortamlarda yetiştirilen mavi yemiş bitkisinde verim ve
  • meyve kalite özelliklerinin belirlenmesi
  • İşleme prosesisinde (hıyar turşusu) Pestisit parçalanmasının etkisinin araştırılması proses farklılıklarının etkisi ile iyileştirmelerin prosese aktarılması üzerine araştırmalar
  • Bağdaki çeşitlerin pestisit parçalanması üzerine etkilerinin araştırılması
  • İpek böceği / koza üretiminde yeni tekniklerin denenmesi. Yem üretimi ve çıktıların değerlendirilmesi.
  • Yaş meyve ve sebzelerde kimyasal, mikrobiyolojik ve diğer kirlilik risklerinin belirlenmesi ve bunların tespitine dayalı kontrol ve analiz yöntemlerinin geliştirilmesi.
  • Türkiye’de farklı bölgelerde yetiştirilen mavi yemiş çeşitlerinin insan sağlığına fayda sağlayan fonksiyonel ve biyolojik içeriklerinin araştırılması.
  • İhracat ürünü Bursa Siyah İnciri’nin değerinin arttırılması için kontrol ve analiz yöntemlerinin geliştirilmesi
  • Toprak analizlerinin değerlendirilmesinde digital çözümlerin geliştirilmesi
  • Organik süt hayvancılığı geliştirme projesi. Süt üretimi için gerekli analizlerin geliştirilmesi ve yapılması.
  • Mesleki mükemmeliyet merkezi oluşturulması için süt sektöründe Ar-ge personel yetiştirme projesi
     

12 AY İPEK BÖCEĞİ ÜRETİMİ
Yıl boyu ipek böceği üretimi yapılmasına olanak sağlayacak bir çalışma içinde olduklarını da müjdesini veren Taner, “Burada bir akademisyenimiz ile Türkiye’de ipekböcekçiliğinin neden gelişmediğini konuşurken sebebin ipek böceğinin beslenememesi olduğunu hatırladık. Yalnızca 2-3 ay beslendiği için yılda1 kez üretilebiliyor, böyle olunca da kimse bu alana yatırım yapmıyor. İpek böceği 12 ay boyunca beslenebilse o zaman bu konuda ticari bir yaklaşım geliştirilebilir. Üretici bunu bir evinin odasında yetiştiriyor, günlük olarak dut yapraklarını toplayarak böcekleri eliyle besliyor. Emeğin çok fazla olduğu bir iş ve çok kısa bir dönem yapılıyor. Aynı zamanda besin bulmak çok zor çünkü dut yaprağına herhangi bir ilaç geldiyse bunu yiyen ipek böceği ölüyor. Bunu 12 ay nasıl sürdürülebilir hale getiririz diye düşündüğümüzde bir mama olması gerektiği aklımıza geldi. Yurt dışında bir toz mama olduğunu gördük ve araştırmalarımız sonucunda ülkemizde de bir hocamızın bunu yaptığını gördük. Kendisiyle yem üretimi ile ilgili bir projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu yem üretildiğinde 12 ay boyunca ipek böceği üretimi yapılabilmesini sağlayacağız” dedi.

KARBON VE SU AYAK İZİ HESAPLANACAK
Giderek azalan su kaynaklarının kullanımı konusunda bilinçlenmenin önemine vurgu yapan Taner, sanayicilerin ve ihracatçıların bu konuda adımlar atması gerektiğini söyledi. Üretimde su ve karbon ayak izini hesaplamanın ve buna göre tasarruf yöntemleri geliştirmenin çok önemli olduğunun altını çizdi. Taner, “İşletme tarafında geliştirdiğimiz en önemli noktalardan biri de, tarım sektöründe çok olmayan, karbon ve su ayak izlerimizin raporlarını çıkarmak. Buradaki hocalarımızdan danışmanlık alarak, örneğin bir kilo kirazı makinelerimizde seçerken, paketlerken ne kadar su tükettiğimizi tespit ediyoruz. Kullandığımız su normalde bir sefer kullanılıp atılıyor, biz bunu nasıl filtre edip ne kadarını tekrar kullanabileceğimizi hesaplıyoruz. Belki günde kullandığımız suyun yüzde 60-70 kadarını yeniden kullanabileceğiz ve büyük bir su tasarrufu sağlayabileceğiz. Bununla ilgili bir model çıkarmak istiyoruz” diye konuştu.